Ey ahali, var mı kendini bulan? Yoksa bir ben miyim bu evrende kaybolan? Sahi neydi yaşamak? Mum olmak mı istersin, mumluk olmak mı? Kendimi düşünen adam heykeli gibi hissediyorum epeydir. Fazla kararlı ama öylece duran. Belki benimde duran adam heykelim yapılır. Sonra zaten adım her bir yere yayılır. Belki bu mavi kız zamanla aranıza katılır.
Devamını Okuyun →Şimdi sen de herkes gibisin, yaşıyorsun öylesine. Gözlerini kapatmışsın herşeye. Aslında bir hiç olarak yaşamayı kabul ediyorsun, herkes kadar. Benimse yüreğim titriyor hiçe yaklaştıkça. Sakın savaşmaktan vazgeçip, ölmeyi seçme. Bu kadar basite kaçamazsın. Böylesine derinde düşünme. Hayatta ya yöneten ol yada tarafsız kabile, sakın ola yönetilen olup kendinden geçme. Gece bir hüzün yerleştirdi yüreğime ki,
Devamını Okuyun →Neydi senin derdin? Aşkı bilir miydin gerçekten? Bahsettiğim aşk sen miydin? Senin adın aşk mı yani? Hadi ordan seni yalancı. Yüreğini iki dakika boş bıraksam, koşardın başkasına. Neymiş uçurumun kenarında tutunacak daldı onlar. İyide sen zaten uçurumdaydın, Ben tuttum seni, Düşmene izin vermedim. Seni en doğru aşk ile sevdim, En büyük yanlışımdı bu. Unutmak mı?
Devamını Okuyun →Bu yazı öylesine okuduğunuz bir yazı olmamalı. Herkesin hissederek okumasını isterim. Bu sabah nasıl uyandınız güne. Aslında birçok kişinin “her zamanki gibi” deyişini duyar gibiyim. Neden her zamanki gibi olsunki. Her insan kendi hayatını güzelleştirebilecek güce sahiptir dostlarım. Bende bu sabah deli gibi bir yağmur sesiyle uyandım. Bu kadar derinden hissetmemin sebebi balkonda uyuyakalmış olmamdı.
Devamını Okuyun →Gidiyorum Aziz Bey, senli benli mısralar ile kestim bileğimi. Ölümsüz olmaya gidiyorum. 26.12.2014 Güne feci bir soğuk ile uyandım. Birşeyler olacağının habercisiydi bu. İncecik giyinmiş, soğuğu iliklerimde hissederek Aziz Beyi düşünüyordum. Her zerresi ezberimde. Mısralar ile bezenmiş bedeni, şiir kokan elleri vardı. Gökyüzü gözlerinde sanırdım. Saçları gece kadar karanlıktı. Gören gözler ne maviye aşık olup
Devamını Okuyun →O gün herşey daha güzel olacak derken,bir anda verilen ilaçlar ile kendimden geçtim, nefesim kesildi. Sanki bir tonluk bir fil oturdu göğsüme. Kendime geldiğimde yine aynı odadaydım. Ne rahatsız bir yatak.Oda arkadaşım yeni geldi. O da sevmiyor bu ilaçları, çok ağlıyor. Ama onu hergün birileri ziyaret ediyor, benim kimsem yok. Sabah duş alırken farkettim. Artık
Devamını Okuyun →Önce müziğimizi açalım. Ve hadi okuyalım. Hayat güzel gök mavi, çimenler yeşil. Güzel ılık bir rüzgar da esiyor haliyle uyku kaçınılmaz. Bu arada siz uyurken neler oldu neler. Herkes iyi çocuk oldu,gördü şirinleri, gözlüklü şirin, şirine ile evlendi,çocukları oldu.Süslü şirin aynasını kırdı, inzivaya çekildi. Şirin baba saçını sakalını siyaha boyattı, Müslüm baba oldu. Tom ve
Devamını Okuyun →Hayat yalnız olmayı kafaya takmak için çok kısa, biliyorum. Bazen gecenin karanlığı yanıma oturduğunda çok yalnız hissediyorum, korkuyorum. Ellerim titriyor, canım acıyor. Ayakta bile duramayacak kadar yorgun oluyorum. O gecede aynen öyle olmuştu. Yatağın kenarına oturmuş öylece yere bakıyordum. Derin derin nefes alıyor, hıçkırarak ağlıyordum. Kendimi öylesine bitik ve mutsuz hissediyordum ki alnımdan bir kaç
Devamını Okuyun →Şimdi bir kahve alalım ve kadın olmak sanatını severek okuyalım. Daha doğar doğmaz en masum renk ile ödüllendirilirsin. “Pembe”. Yani sen doğdun ama şunları öğren, yapacakların sınırlı, işin belli, nerede durman gerektiğini öğren dediler. Belli bir yaşa belli sınırlar ile gelirsin. Mesela akşam ezanı okunur okunmaz eve gelen oğlan çocuğu kadar bile değilsin. Sen evde
Devamını Okuyun →