Hayat yalnız olmayı kafaya takmak için çok kısa, biliyorum. Bazen gecenin karanlığı yanıma oturduğunda çok yalnız hissediyorum, korkuyorum. Ellerim titriyor, canım acıyor. Ayakta bile duramayacak kadar yorgun oluyorum.
O gecede aynen öyle olmuştu. Yatağın kenarına oturmuş öylece yere bakıyordum. Derin derin nefes alıyor, hıçkırarak ağlıyordum. Kendimi öylesine bitik ve mutsuz hissediyordum ki alnımdan bir kaç damla ter, gözlerimden milyonlarca gözyaşı boşalıyordu. Sonra ne mi oldu?
Omzuma bir melek dokundu. O dokununca iyileşti tüm yaralarım. Sanki damarlarımda baştan ayağa yayılan bir şefkat ilacı geziyordu. O gezdikçe ısınıyordum. Ellerim ayaklarım ısınıyordu yüreğim ısınıyordu o bana dokundukça.
O öyle bir melek ki, kapkaranlık geceyi tek gülüşüyle gökkuşağı renklerine boyardı sanki.Gece görse ıssızlığından utanır. Gün batımından daha güzel bir manzarası vardı yanağındaki gamzesinin.
Elleri şefkat dolu. Tek dokunuşu ile iyileştirir en çaresiz hastalıkları. O bir profesör. Gözleri “Biraz hasta görünüyorsun”,
Dudakları “Öpeyim de geçsin”, Beyni “Seni tanıyorum bir şeyin var, anlat”, Kalbi ise “sana dünyanın en büyük sevgisini verebilirim” okulundan mezun. O bir dahi.
O benim annem. Onu bunu bilmem ama sen bana dünyanın en gerçek sevgisini yaşattın. Seni Seviyorum Annecim.
Yıllar önce annem için yazdığım bu yazıyı biz her anneler gününde açar okuruz. Herkesin yüreğinde bir meleği vardır. Sen var ol yeter ki annecim, gerekirse ben yok olurum.
TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN. İYİKİ VARSINIZ OMZUMUZDAKİ MELEKLER.