/

Bilmediğimizi Bilmediğimiz Şeyler

614 views

Sanırım başlıkların en kolayı. Cehaletin ardına sığınıp istediğim kadar atıp tutabilirim.

Zira gerçekten bilmediğimi bilmediklerim, bana gereken savunma hattını, mevzileri hazırlanmış, siperleri kazınmış ve mühimmatı sınırsız bir cephe açıyor.

Cehaletle dövüşmeye karar vermemiş birisi olarak bu noktalara nasıl geldiğimi bilmiyorum. Çoğu insanın aynı terimleri, farklı mana veya yoğunluklara yorduğunu fark etmemle, cehaletin o kadar önemli olup olmadığına kafa yormam da sonralarına denk gelir zaten.

Gezegen üzerinde paylaşamadığımız şeyler, var olanların kaçta kaçını oluşturuyor onu bile bilemiyor iken, elde edilen gürültü patırtı sonucu oluşan negatiflikler varsa karma, yoksa tanrı tarafından bize ekmek, su ve yol olarak geri dönecek, haberimiz yok.

Giriştiğimiz hayatta kalma mücadelesi, amiyane tabirle “sefa pezevenkliği” seviyesinde sürünmekte. Bir yanda lüksünün kalitesini beğenmeyenler, diğer yanda temiz içme suyu bulmayanlar, başka bir yerde cinsel/siyasi/semavi görüş ve tercihleri nedeniyle medeniyet şu ana kadar varabildiği ve en üstü kabul edilen toplumsal sosyal yapıdan dışlananlar, toprakları işgal edilen dünyanın diğer canlıları ve ailesi/toplumu tarafından eğitimi aksatılmış bir insan evladının yaktığı orman… Herkes aynı kalıbın arkasına sığınabilir ve pençeleriyle yaklaşanları kesebilir, bölgesine işeyebilir.

Bunun ne kadarını kabul edebilir ve devam edebiliriz, sormamız gereken sorulardan biri de bu olsa gerek.

Sevgilerimle…

Kendi temelini sarsan sebep sonuç ilişkilerini değerlendirmek adına girdiği kalem dünyasını, iletişim kurmak adına yazıyı faydalı bulmasından mütevellit, devlet zoruyla okutulup yazdırılmadığı günden bu yana, oraya buraya yazar bu adam. 1987 üretim bandından çıkan, felsefeyle mecburen, sanatla meraktan ilgilenen bir arkadaşınız. Standart kapitalist bir hayatı, nehirde yüzen bir kütük gibi yaşar.

1 Comment

  1. Nehirde kendini akışa bırakmış yüzen bu kadar bilinçli birine rastlamadım.
    Ben de dinin daha çok sömürülmesi ile eleştirel yazılar yazdığım için ve toplumda fobi olan dinin dillendirilmesi ve ezberler dışında bir şeyler yazılması bile GÜNAH!!! olarak düşünüldüğü için, bir bakayım kardeşimiz ne yazmış? dedim. Semanur kızım misafir yazarlar almış. Vaktim nispetinde gün gün bakacağım. 1987’de üretimden çıkanların çoğu dilerim senin gibidir oğlum 🙂
    Sen sanırım; kültürlü olabilmenin şartlarını belirlemiş entel ya da çok aydın! kesime karşı içinde bir isyan bayrağı açmışsın, belki dışında da var o bayrak ama seni tanımadım daha. Bununla birlikte, ilk iki cümlene bakınca, zekan sayesinde onlara acaip takla attırmışsın. Kulağa ve anlağa çok sevimli geliyor. Felsefe konusunda yazmanı çok isterim.
    Semanur kızıma da, son şiiri hakkında yorum yaptım. Diğer yazan kıymetli çocuklarımı da okuyup, yorumlar bırakacağım. Bizim, blog aleminden pek bir beklentimiz olmuyor. Neden olduğunu çıkaramadım daha…

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.