//

Ötesini Söylemeyeceğim

2831 views

Kırmızı kiremitler üzerine yağmur yağıyor
Evimizin tahtadan olduğunu biliyorsunuz
Yağmur yağıyor ve bazı tahtalar vardır
Suyun içinde gürül gürül yanan
Dudağımı büküyorum ve topladığım çalıları
Bekçi Halil’in kız kardeşinin oğluna ait
Daha doğrusu halasından kendisine kalacak olan
Arsasındaki yıkık duvarın iç tarafına saklıyorum
Hiç kimsenin bilmesine imkân yok
İmkân ve ihtimal bile yok sizin bilmenize Bay Yabancı
Ve yağmur yağıyor ben birşeyler olacağını biliyorum
Ellerime bakıyorum ve ellerimin benden bilgili
Bir hayli bilgili olduğunu biliyorum
Bilgili fakat parmaklarım ince ve uzun değil
Sizin bayanınızınki gibi ince ve uzun değil
Annemi babamı karıştırmayın işin içine
İnanmazsınız ama onların şuncacık
Şuncacık evet şuncacık bir alâkaları bile yok
Sizin def olup gitmenizi istiyorum işte o kadar
Ali de istiyor ama söylemekten çekiniyor
Halbuki siz insanı öldürmezsiniz değil mi?
Gidiniz ve öteki yabancıları da beraber götürünüz
Tuhaf ve acaip şapkalarınızı da beraber götürünüz emi
Boynunuzdaki o uzun ve süslü şeritleri de
Kirli çamaşırları tahta döşemelerin
Üzerinde bırakmamanızı yalvararak isteyeceğim
Yalvararak isteyeceğim diyorum Medenî Adam
Siz bilmezsiniz size anlatmak da istemem
Kardeşim Ali gömleğinizi mutlaka giyecektir
Halbuki ben Bay Fransız sizin gömleğinizi
Hatta Matmazel Nikol’un o kırmızı ipekli gömleğini
Hani etekleri şöyle kıvrım kıvrımdır ya
Bile giymek istemem istemiyeceğim
Evimizin tahtadan olduğunu biliyorsunuz
Kibrit gibi iç içe sıkışmış tahtadan
Hem şu bildiğiniz usule de lüzum yok
Tepesi demir askerleriniz babamı alıp götürmeseler
O zaman siz görürsünüz Bay Yabancı
Ağaçların tepesine çıkabileceğimizi
Ben ve kardeşim Ali’nin anlayabileceğinizi umarım
Siz uyuduktan sonra odanıza girebileceğimizi
-Ben bunu ispat edeceğim-
Hani sizin şu yüzü kurabiye bir bayanınız var ya
Beyaz ve yumuşak
Hani tepesinde ikisi kısa biri uzun üç tüy var
Onu siz başka yerlerden getiriyordunuz
Sayın Bayanınızın gözleri çakmak çakmak yanıyordu
Siz ötekini Bay Yabancı gizli gizli öpüyordunuz
Elinizle onu belinden tutuyordunuz sonra öpüyordunuz
Siz bizi görmüyordunuz
Biz ağacın tepesinden seyrediyorduk
Siz onu çok öpüyordunuz
Ötesini söylemiyeceğim Bay Yabancı
Ben siz belki bilmezsiniz on yaşındayım
Annem böyle konuşmak ayıptır dedi
Annem o kadına şeytan diyor
Bizim kediler de ona tuhaf tuhaf bakıyorlar
Siz şeytanı çok seviyorsunuz galiba Bay Yabancı
Siz şeytanı niçin bu kadar çok öpüyorsunuz
Kabul ediyorum sizinki bizimkinden daha güzel
Ama bizimki sizinkinden daha efendi daha utangaç
Onu hiç görmedim o bize hiç gelmiyor
Hele yağmur onu hiç deliğinden çıkarmıyor sanıyorum
Ben yağmuru çok seviyorum Bay Yabancı
Sizin ıslak saçlarınızı hiç sevmiyorum
Tunusluların saçlarına benzemiyor sizin saçlarınız
Bizim saçlarımıza benzemiyor sizin saçlarınız
Ben karayım beni de amcamın oğlu seviyor
Sizin o kadını sevmiyor Süleyman
Süleyman benden başka kimseyi sevmiyor
Ben de onu seviyorum
Onu ve bizim evi seviyorum
Bizim evin her tarafı tahtadandır
Ayrıca matmazelin üzerine
Bir akrep atabileceğimi de düşünün
Tam karnının beyaz yerinden tutarsanız bir şey yapmaz
Ama onu Matmazel bilmez ki o tam kuyruğundan tutar
Sizin Matmazel bir ölse siz onu bir daha göremezsiniz
Halbuki bizim ölülerimizi teyzem görüyor
Onlarla konuşuyor onlara ekmek veriyor
Onlar ekmek yiyor anladın mı Bay Yabancı
Matmazel bir ölse ona kimse ekmek vermez
Onun için gidin şapkalarınızı da beraber götürün
Melekler bir demir parçasının üzerine oturmuşlar
Her biri bir damla atıyor aşağıya
İşte yağmur bunun için yağıyor
Ben bunun için yağmuru seviyorum
Yağmur bizim için yağıyor
Çalılar için Süleymanın tabancası için
Kalkıp gidin kırmızı kiremitler üzerine
Bizim tahta evin üzerine yağmur yağıyor

1953, Eylül

Sezai KARAKOÇ

 

Sezai Karakoç’un Tunuslu küçük bir kız çocuğunun ağzından, o dönemin olaylarını ve izlerini en derin hissiyatlara bürünerek ve sanırım empati kurmanın en doruk noktasını yaşayarak kaleme aldığı şiirdir ‘ötesini söylemeyeceğim’.

Küçük bir kız çocuğunun gözünden, Fransa’nın Tunus’u işgali sırasındaki gözlemleri, duyguları ve kapitalist sistemi yer yer dokundurmalarını görürüz.

Matmazelin kıvrımlı eteği,  Süleyman’a olan duyguları, kırmızı kiremitler..

Alçak gönüllülüğü, gururu ve içten içe yardım severliği..

Ailesini koruması, öz eleştirileri, hipotezleri..

İntikam duyguları, aldatmaları ve masumiyeti..

 

20 yaşında ki bir şair için minik bir kalbin içine girip , o empatiyi , o  coğrafyayı , o düzeni tekrar yaşamak ustalık ötesi bir durum ve ben her okuyuşumda defalarca hayran kalıyorum.

 

Dip not:

Fransa Cezayir’e yerleştikten sonra gözünü Tunus’a dikmişti. Fakat Tunus’u İtalya’da istemekteydi. Almanya ve İngiltere Fransa’yı desteklediler. Çünkü İngiltere Kıbrıs’a yerleşmiş olması nedeniyle Fransa’yı Tunus’a yönlendiriyordu. Almanya ise Alsace-Lorraine’i Fransa’dan almış Fransızların dikkatini başka yöne çevirmeye çalışıyordu. Osmanlı Devleti ise 1877-1878 Rus savaşının çöküntüsü içerisinde idi. Fransa bu müsait ortamı değerlendirdi ve bazı sınır olaylarını bahane ederek Tunus’u işgal etti. Tunus Beyi 12 Mayıs 1881 tarihinde Bardo Antlaşmasını imzalayarak Fransız himayesini kabul etti. Osmanlı Devleti Kuzey Afrika topraklarından önemli bir parçayı daha kaybetmiş oldu.

1989 yılının sıcak Ağustos ayında (17:10) saatinde ana rahminden ayrılıp somut varlığımı gerçekleştirdim.Atama bekleyen okul öncesi öğretmeniyim. Şiire , çocuk edebiyatına , tarihe ve fotoğrafa karşı ilgim var. Bir takım şiir ve fotoğraf denemelerim bulunmaktadır. Dünyevi gerçeklerden kaçmak belki de çok özlediğim çocukluğumu tekrar yaşamak için çocuk edebiyatına haddinden fazla ilgiliyim.Burada bir takım acemiliklerime şahit olmanız ve yazın dünyasının naif havasını solumak için bulunmaktayım.

4 Comments

  1. 15 Temmuz 2015 “15 temmuz benim doğum günüm ve bu şiiri hatırlar mısınız bilmem beraber okumuştuk. Ne günlerdi.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.