Yaşamımızda hepimizin bir takım hobileri vardır. Benim 2 hobim çok özeldir.
Başka şehirlere ait küçük taslar biriktiririm . Tatile giden her dostum minik bir taş getirir bana ve balık beslemek.
Evde güzel bir akvaryumum vardır. İçin de renk renk balıklar. Onları gece karanlıkta izlemek kadar huzur veren çok fazla seçeneğim yok 🙂
Fakat bir balık beni kendimle yüzleştirdi . Aslında gayet emin olduğum bir özelliğimin tam anlamıyla tam olmadığını bir balıktan öğrendim.
Bir balık insana ne öğretebilirdi ? Çok şey
Balıklarımdan biri hamile ve onu ayrı yerde tutmak zorundayım. Farklı bir küçük akvaryum içinde keyfi yerinde ilacı verilmiş suyu değişmiş. Diğer balıklardan daha özenli bakılıyor.
Önümdeki camlı sehpanın altında hem süs hem de akvaryumda . Keyfi belki de çok yerinde .
Televizyon izlemeyi pek sevmem , bir mum yaktım ve o cam masaya yayılarak ayaklarımı uzattım. Ben koltukta yayılmış uzanırken ayaklarım o cam masanın üzerinde , altında ise akvaryumda hamile bile bir balık. Kendime baktım masaya baktım ayaklarıma baktım ve muazzam bir utanç duygusu yaşadım .
O da bir canlı hangi hakla ben onu süs gibi masanın alt rafına koyup ayaklarımı üzerine uzatabilirdim . Kimim ki ben ? Ben kimdim ?
Kendime saygım vardı vardı da var olan bu saygının aynada nasıl göründüğünü bir balık öğretti bana .
Aynada nasıl göründüğümüz savunmasız olan bir canlının yanında ve kendimizle baş başa kaldığımızda belli eder ne durumda olduğunu ve böylelikle kendini de kişiliğini de anlamaya başlarsın .
Evet kendimce balıklara yem veriyorum oksijen için motor bulunduruyorum su ısıları için derece var yemleri özel . EEE daha ne olsun , daha ne isteyecekler değil mi ?
Onların Yaşam alanını ben seçtim , yaşamaları ve gece bana huzur vermeleri için bencillik yaptım ve üstüne yayılıp ayaklarımın altına süs gibi koydum ..
Bazılarımıza çok basit gelebilir fakat benim için derin bir yansıma oldu. Yaşamımızda da böyleyiz . Ben senin için şunu yaptım bunu yaptım ama sen benim için ne yaptın ? hiç Hep bir alışveriş ,ne acı . Koşulsuz sevemedik saygı duyamadık
Kimsenin yaşamı tercihleri kaşı gözü bizi ilgilendirmemeliyken nasılda karşımızdakilerin hayatında da başrol olduk öyle değil mi ? Bencillik ve saygıyı harmanlayarak yaşadık ,en çokta ilişkilerde yaptık bunu geçmiş olsun .. Bencilliği kalbimize öyle tıkıştırdık ki ego peşinden koştu kör olduk .
Toplum içinde tuttuğunuz çatal bıçak .
Yöneticinizin yanına giderken iliklediğiniz ceket.
Çalarak girdiğiniz kapı
Kırdığınız için dilediğiniz özür .. Hepsi görev olduğu için adına ” saygılı ol kapıyı çal denildi ya da çatal bıçak öğretildi cekete düğme dikildi 🙂
Siz önünü ilikleyen birisini mi yoksa boşa yanıyor diye ışığı kapatan birisini mi samimi ve saygın bulursunuz ? ikinci seçenek daha cazibeli . Birincisi öğretilmiş ve saygı altına sığdırılmış görev ,diğeri ise vicdanımızın gösterdiği edep
Hepimizin bir aynası var yansıdığı yeri siz bulun . 🌸