Sevgili günlük sana şuan bir kaç ay içinde bulunduğum durumu anlatmadan önce biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Ben Ali Çapkın bir iş adamıyım ve evliyim. İnsanlar benim yanımda; çirkin olan ve güzel olan diye ikiye ayrılırlar. Hayat felsefem ise her zaman en iyisi hangisi ise ona sahip olmaktır. Sevgili günlük ; ben ilk defa 8. sınıfta bir kızın elini tuttum ve 1 hafta sonra başka bir kızın elini tuttum çünkü diğeri daha güzeldi . Lise hayatım boyunca 9 kızla çıktım ve sonra vaz geçtim teker teker hepsinden çünkü; karşıma daha güzel kızlar çıkıyordu. Üniversite hayatımda gönlüm ve gözüm yeni güzel kızlar arıyordu. Her gün Facebook profillerinde geziniyordum; kaşı-gözü, boyu-posu tabi bide elbiseleri güzel ve düzgün ise 1 hafta boyunca etrafında gezinir bir çay içmek için ikna ederdim. Üniversite hayatımda bu şekilde ilerlerken son sınıfta bir kızla tanıştım. Mavi gözlü, sarı saçlı ve zengin biriydi. Hiç kaçırmak istemedim bu fırsatı 8 ay çıktıktan sonra evlendik. Sevgili günlük şimdi sana bir şey söyleyeceğim ama sakın kimseye söyleme!
Eşimin ismi Dilber. Dillere destan bir güzelliği vardı ta ki 3 seneye kadar çünkü: O yaşlanıyordu bunun farkındaydım. Neden elleri ve yüzü kırışmaya başlıyordu hem artık çok da güzel kokmuyor galiba artık onu sevmiyorum. Benim için önemli olan onun kaşının ve gözlerinin güzelliğiydi ama yaşlanıyordu ve ben taze bir yüz ve beden istiyorum beni anlıyorsun de mi günlüğüm?
İlk evlendiğimiz yıl inanır mısın saçlarında bir kaç tel almıştım ve her işe gittiğimde koklayıp göğsümün üstündeki cebime koyuyordum o zaman yanımda hissederdim Dilber’i . İnce ve narin sesini dinlemek için arar ”seni seviyorum tatlum” derdim. Ama artık demiyorum çünkü; o yaşlanıyordu ve güzelliği de gidiyordu. Kapı açıldı gelen Dilber yine banyoya girip makyajını siliyor . Bir kaç saatte olsa biraz çekici oluyordu makyajdan sonra ama göz torbalarını saklayamıyordu sadece sahte perdesini süslüyordu. Şey sevgili günlük bizim kapı komşumuzun kızı var. Ben ondan çok hoşlanıyorum, çok güzel ve genç bir kız hem makyajsız bile çok güzel. Dilberin haberi yok ama akşamları uyuyunca hep o uykudayken onu seyrediyordum sonra balkona çıkıp güzel kızı bekliyordum .1 Aydır konuşuyoruz. Dilberin haberi yok. Sende söyleme yoksa üzülür ve o makyajlı maskesi düşer. Sevgili günlük, Dilberden başkasını görmezden şimdi çalıştığım şirkette ki, yolda ki ve mağazada ki kızlara bile gözlerim kayıyordu. Ama gönlüm kimseye kaymıyordu. Sadece güzel oldukları için gözlerim hep dışarda kalıyor. Sevgili günlük ben Dilberi sevmiyorum o kuruyan bir güle benziyor dokunsam sanki parçalanacak gibi. Ona artık onu görmediğimi nasıl söyleyeceğim bilmiyorum. Yaptığı makyajlar bile artık onun yaşlandığını itiraf ediyordu. Bunun farkındaydı Dilber ama yine de günde iki kez makyaj yapıyordu beni anlıyorsun de mi günlüğüm artık aynı yatakta bile nefes almak istemiyorum onun ile neyse seni saklamalıyım konuştuklarımızı görmesin.
Dilber makyajını yaptı telefonla saatlerce konuştuktan sonra arka odaya geçip kapıyı kapattı
-Biraz dinleneceğim rahatsız etme lütfen dedi.
Ali, başını salladı tamam tamam dercesine .
Sevgili günlük şuan sana bir kaç Ay içinde bulunduğum durumu anlatmadan önce
kendimden bahsetmek isterim .Ben Dilber Şeker bir iş kadınıyım . Evliyim ve mutsuzum . Hayatımı hep daha güzel gözükmek genç erkeklerle birlikte olup onların bana tatlı sözler söyleyip beni övmeleri üzerine bina ettim.
Kötü söz söyleyen olursa hemen oradan kaçıp giderim…
Sevgili günlük 8. sınıfta bir erkek elimi tuttu ve elleri çok sıcaktı . Bedenim hissetmişti sıcaklığı ama yüreğim hissetmemişti. Bir hafta kadar çıktık ama daha yakışıklı birini gördüm hemen ayrıldım bir bahane ile. Lise dönemimde 10 yakışıklı genç ile çıktığımsa da ilişkilerim hepsi de belli bir yere kadardı. Çünkü; ben çok güzeldim daha iyilerine layıktım onun içinde çok seçiciydim . O kadar seçiyordum ki elde avuçta şık bırakmamıştım. Üniversite hayatım başlamıştı ve ben yine Facebook ve Instagram profillerine bakınıyordum biliyordum yanlış yaptığımı ama ben çok daha iyiyim bunu da biliyorum neyse her gün 20 mesaj vardı gelen kutumda Üniversite de tanımayan yoktu zaten beni . Gelen mesajlara bakıyordum içlerinden kimin ; eli , ayağı, kaşı, gözü ve tabi ki de elbiseleri güzel ve şık ise ona cevap veriyordum. Üniversite son sınıfa kadar çok gelen ve çok giden oldu taki Ali’yi görene tek! Ona prensim diyordum . Siyah saçlı ve ela gözlüydü çok yakışıklı ve güzel giyinimliydi . Beni hem çok güzel bulduğunu söylüyordu. Şiirler ve manilerle beni karşılıyordu. 8 Ay boyunca peşimden koşturdum sonrasında evlendik . Onu çok seviyordum . Kıskanıyordum ta ki 3 Yıla kadar çünkü ; şey o yaşlanıyordu ve güzelde kokmuyordu eskisi gibi sadece dışarı çıkınca güzel kokmaya özen gösteriyordu. Evde sanki ben yokmuşum gibi davranıyordu. Artık bende öyle davranıyorum o yokmuş gibi ! Günde iki kez makyaj yapıyordum ;
sabahleyin bir de iş dönüşü hemen makyajımı tazelerdim . Ben çok güzeldim ama Ali yaşlanmıştı . Ona olan sevgim sanki sonbahar da yaprak döken ağaçlar gibiydi. Yaşlanarak bana ihanet ettiğini düşünmekten kendimi alamıyorum …
Hem biliyor musun ; iş yerinde ki sekreterim Aliden daha yakışıklı oda ela gözlü ve siyah saçlı ama o genç bir delikanlı . Hep bana bakıyor şey bide ben numaramı ona verdim ve bazı geceler Ali uyuduktan sonra balkonda onun ile saatlerce konuşuyorum . Çok tatlı konuşuyor .
Bana hep ”tatlu çiçeğim ” diyor. Dilberim diyor ve ben bu sözlere biraz hasret kalmıştım . Galiba onun için bu sözler beni etkiliyordu. Hem maddi durumu yerindeydi . Sekreterimin babası patronumdu . Ceza vermişti oğluna iş öğrensin biraz diye . Sevgili günlük onu seviyorum ve artık Alinin o gözleri altında ki yaşlanan torbaları ve saçlarına düşen akları görmek istemiyordum . Her gün tıraş bakımı yapıyordu ama fark etmiyordu , o yaşlanmıştı.
Sevgili günlük benim gözüm hep dışarda genç ve yakışıklı erkekler aramak için dışarı çıkıyor ama bu Alinin umurunda değildi…
4 Ay beraber kahvaltı yapmadık yine de aynı evde yaşıyorduk. Sevgili günlük ona artık onu görmek istemediğimi nasıl söyleyeceğim bilmiyorum . Yolda genç ve yakışıklı bir erkek dakikalarca bana baksa Ali hiç umursamıyor ama zaten ona ne kim bakarsa baksın! Sevgili günlük yatak odalarımızı ayırsak mı ? Aklımda öyle bir düşünce var yada Aliyi evden mi göndersem ? Hem ben mi dedim yaşlansın diye ? Aramızda 2 yaş var ama evlendikten sonra asıl Aliyi görünce aramızda 8-9 yaş olduğunu düşünüyorum. Bana genç ve taze bir beden lazım benim gibi genç kalacak biri lazım . Yarın yeni sevgilimle buluşacağım çok zengin ve yakışıklı , makyaj yapmalıyım ve güzel bir elbise giymeliyim . Sevgili günlüğüm, sakın kimseye söyleme sana anlattıklarımı yoksa parçalarım seni ! Hoşça kal.
Sevgili okur; sence evlilik dediğimiz müessese beden üzerine mi kurulmalı yoksa çürümeyen ve paslanmayan sevgi ve sadakatin üzerine mi kurulmalıydı ? Sevgi ve sadakatin olmadığı yerde çiçekler açar mı ?
Ali ile Dilberin birbiri ile evlenme nedenlerinin neler olduğunu . Çürümeye mahkum bedenlerin üzerine evlilik bina edilirse o binanın yıkılmaya ve molozlarının altında kalmaya mahkumdur. Artık boşanma öyle bir hale geldi ki bahaneler aranır oldu ben mükemmelim ben yanlış konuşmam egosunu doğuran genler günümüzde halen yaşamlarını sürdürmekteler. Halen günümüzde boşanmanın evlilikten yüksek olduğu ülkeler var . Örneğin: Belçika baktığımızda Boşanma oranının %70 ‘in üzerinde olduğu belirlen ve resmi verilere göre Belçika’da geçen sene 43 binden fazla çift evlenirken 30 binden fazla çift boşandı. Böyle bir ülkede ne sevgi nede gerçeklerden bahsedile bilir . Taze cesetleri çürüyüp sonra yeni çiçeklere konmak isteyen bir halk asla ve asla sadakatten , mutluluktan ve insanlıktan payını alamaz ve almamıştır da…
İki farklı kişinin aynı şekilde günlük yazmalarının nedenleri ise geçici zevklere takılıp kalıcı mutluluk beklemelerinden kaynaklandığı gibi ne kadar farklı cins olsalar da geçmişlerine baktığımızda aynı karakter özelliklere sahip olduklarını görebiliriz. Şık ve güzel giyinince evlenilecek kadın veya evlenilecek adam bu işte! Gözüyle bakıyorlardı birbirlerine ikisi de nitekim bu tip evlenmelerin sonucu ölü evlilik dediğimiz bir evlilik ortaya çıkardı. Çiftler birbirlerine 2-3 tane sahte yüz maskeleri takıp konuşuyorlar samimiyetsiz ve ihlassız bir bozuk gen ortaya çıkıyor çünkü ahlak genlere geçer ve bu bir sonraki nesle aktarılır. Bedenler üstüne atılan evlenme imzaları gelecek nesil adına hep büyük bir sıkıntı hem de insan haklarına ihanettir. Çözüm ise genleri eğitmek ile bileceğine çözüleceğine inanıyorum .
Çocuklarınıza evden çıkınca para vermeyin onlara öpücükler verin o da sizi öpsün ; küçük yaşta sevmeyi öğretin ona . 2 çocuğunuz varsa her güm 2 tane çikolata almayın 1 tane alın ve evde 2 parçaya bölün bu kalplerinde küçük bir tohum olur bu şekilde paylaşma duyguları gelişecektir. Çocuklarınıza güzel elbiseler giydirip dışarı çıkardığınızda bırakın o üstü başı kirlenen çocuklar ile oynasınlar elbiseler ne kadar güzel olsa da kirlenip güzelliğini kaybedeceğini öğrensinler çünkü; kirlenmeyen tek şey çocuktur. Üstündeki elbiseye bakmamalısın elbisenin içindekine bakmalısın demelisiniz buda onun kalbinde bir tohum olacaktır. Hangi makam ve mevkide olursanız olun çocuklarınızı parka götürün . Dört duvar arasına hayal gücünü mıhlamasın hep el üstünde taşımayın bırakın parkta veya oyun salonlarında düşsün ağlasın ve ayağa kendi kalksın. Çikolatasını tanımadığı oyun arkadaşı ile paylaşmasını bilsin. Umut ediyor ve inanıyorum ki bu şekilde ta en alt temelden alıp ; sevgiyi , paylaşmayı ,güzelliğe aldanmamayı gibi kavram ve fiilleri gelecek nesille öğrete bilirsek hayat daha güzelleşecek kalplere atılan tohumlar filizlenecektir. İster 20 veya 30 yaş guruplarında olun her an değişim ve dönüşüm içinde olduğunuzu unutmayın . Zaman sizi yaşlandıra bilir ama insanlığınızı yaşlandıramaz çocuklarınıza insanlığın ninnilerini vasıflarını yaşayarak sizi örnek alsınlar . Değişim kaçınılmaz olduğuna göre sizde sevdiklerinizi kalbiniz ile sevin gözünüzdeki yaş ile her gün büyütün onları …
Her şeye rağmen İnsanlar , insanlığa karşı savaş vermiş durumda olabilirler ama gelecek daha güzel olabilir buna inanın ve bunun için etrafınıza fayda dokunacak dokunuşlarda bulunun . Ali ve Dilber gibi hayat felsefeleri içine yuvarlanmamak sizin elinizde ve her insan özelidir karşınız da ki ile konuşurken bunu ona hissettirin ve söyleyin daha güzel bir dünya için lütfen kalplere tohum atalım ve bu tohumu geç olmadan sevgi ile sulayalım .
Sevginin filize durduğu kalplerde buluşmak ümidi ile esenle kalın .
Bu siteyi aslında İsmail Buğdaycı ile tanıdım ve gerçekten iyi yazarlar ve bu yazarların iyi de yazıları var. Hepinizin kalemine sağlık gerçekten. İsmaİL Buğdaycı yazılarınızı okuyoruz, devamlarını bekleriz.
Çok özel ve güzel kalemler sahip bir yazarlık sayfası gerçekten yetenekli arkadaşlar var ..
Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim . inşaAllah daha iyilerini yazmak nasio olur . Sağlıcakla kalın .
Merhaba. Benim dikkatimi bir şey çekti. Affınıza sığınarak söylemeliyim ki Türk Dili ve Edebiyatı okumanıza rağmen çok fazla yazım yanlışınız var. Örnek vermek gerekirse bu yazının ilk cümlesinde 2 adet yanlış var. “şuan” ayrı, “bir kaç” bitişik yazılır. Saygılarımla.
Evet doğru söylüyorsunuz .
Tesekkur ederim .
Hatalarım var lakin daha güzel Olucak zamanla yinede dikkat etmeliyim yazım yanlışlarına . Tekrardan teşekkür ederim . Saygılarımla.