İnsan sıkılıyor bazen ve korkabiliyor bu sıkıntıdan. Sürekliliği olan şeyler sıkıcıdır ve ürkütür insanı çünkü. Tıpkı hayat gibi… Bir düşünsenize, her gün yaşıyorsunuz her gün! Her gün bilmem kaç bin kere nefes alıp veriyorsunuz. Sıkılmadan, fark etmeden, hissetmeden… Her gün işe gidiyorsunuz belki de, neredeyse her gün hem de… İş yerinde yüzde yüz mutlu olmayı bir kenara bırakın yüzde onu bile geçmiyor bu oran. Sonra düşünüyorsunuz, evde mutlu olurum çay demlerim bir de. Belki eşiniz de vardır, mutlu olmak için evlenmişsinizdir mutlaka. Ama bu mutluluk yetmez, daha mutlu olmak için çocuk yaparsınız. Bu da yetmez, çocuğunuz başarılı olsun isterseniz. Mutluluk hiçbir zaman yetmez çünkü bu mutluluk gerçek değildir. Daim değildir çünkü hayat sıkıcıdır. Tek düzedir ve bunu bozmak için elinizden geleni yaparsınız. Sonra gülümsersiniz ve sanki o gülüşe uzaktan bakarsınız, kendi gülüşünüze…
Konumuz derealizasyon. Nörolojik/Psikolojik bir hastalık türü. Çok az insanda görülmekle beraber tam olarak tanısının da konması mümkün değil. Real gerçek anlamında, dereal onu olumsuz yapıyor dolayısıyla gerçek dışılık anlamı taşıyor. Genel olarak depersonalizasyon ile iç içe bir hastalık olduğundan dolayı ayrım yapmak çok zor. Bu öyle bir hastalık ki yaşayan kişinin dahi tam olarak anlatması mümkün değil. Hastalık, kendine yabancılaşma olarak da tanımlanabiliyor. Aslında bu hastalığa bir sendrom desek daha doğru olur çünkü semptomlar(hastalık belirtileri/bulguları) topluluğundan oluşuyor. İnsan eline, yüzüne baktığında başka biri gibi gelmesi, bazen gerçek olmasına rağmen rüyada gibi hissetmesi, mutlu/mutsuz olduğu zamanlarda kendini uzaktan izleyen başka birisi gibi görme ve neredeyse hiçbir zaman kişinin tamamen kendisi gibi hissedememesi durumlarından ibarettir. Gerçeklik algısı yitirilir,bazen zaman yavaşlar bazen de hızlanır. Kişi bir film seyrediyormuş gibi etrafa bakar. Durumun şiddetine göre antidepresan önerilebilir. Bütün bu olanlara rağmen, kişi normal yaşamını sürdürmeye devam eder. Çevresindeki kişilerin bu duygularından haberi olmaz. Bu durum kişi için zor bir tutum oluveriyor. Ve tabii ki antidepresan ilaçlar her ne kadar önerilse ve faydası görülse dahi bu ilaçların da yan etkileri kısmında zaten var olan bulgular yer alıyor. Garip işler doğrusu.
Derealizasyon ve depersonalizasyon yasiyorsaniz, ayakkabilarinizin bagciklarini cozup tekrar baglayin ve cok sik saate bakin bu siddetini azaltacaktir. Benim cok isime yaradi bu method.
Merhaba
Deniz Mukaddes hanim gercekten çok güzel bir şekilde dile getirmissiniz. Ayni rahatsizligi bende anksiyete bozuklugundan sonra yasadim, ve bunu anlatmasi o kadar zor ki kelimeler kifayetsiz kaliyor tam olarak yasadiklarinizi anlatamiyorsunuz. Sadece 1 2 kelime etrafi tuhaf hissediyorum veya gözlerim bulanik görüyor gibi. Sizin gibi bir uzman oldugu icin çok sevindim size cok tesekkür ederim.
meraba bende de benzer durum var 3-4 gundur
sabahlari cok halsiz sersem uyaniyorum, kendimi etrafa yabanci hissediyorum,kisileri mekani goruyorum ama sanki orda degilmisim gibi, sanki tansiyonum dusmus gibi ama degil.
sanki yokmusum gibi,ruhum cok baska yerde gibi
tavsiyeniz nedir