/

Ezberleyip Sonra Unutan Nesil Yetişti!

825 views

Dünyadaki bütün eğitim sistemleri farklılıkları artırmak için kurulmuştur .
Türkiye , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Çin de ki sistem farklılıkları yok etmek üzere kurulmuştur ve dikkat edin şık seçeriz biz . Benim doktor bir arkadaşım var şuan İzmir de çalışıyor. Annem beni okuma yazma öğrenmem için okula yazdı sonra okulda bana şık seçtirdiler A -B-C-D-E şıklarını seçtim ve yıllarca sürdü bu ve şık seçerken bide bakmışım doktor olmuşum dedi. Bir bakın Türkiye de ki Üniversitelere öğrencilerine %70 i kendi bitirdikleri alan dışında çalışıyor. %30 da Doktor ve Mühendistir . Yani baktığımızda kendi yetenekler ile çalışmayan bir ülkeyiz.

Bir de iş hayatına baktığımızda da sonuç ne biliyor musunuz ?
Düşünün ben bir iş adamıyım şimdi; A -B- C-D-E şıklarını seçe seçe mezun olmuş çocuklar benim yanıma geliyorlar ; Boğaziçi üniversitesinden , ODTÜ’den , Marmara Üniversitesinden bilmem başka nereler bitirip gelirler iş başvurusu için öğrenciler . İş hayatında rakiplerin yarışmacıların hepsi C veya B şıkkın biliyordur ama İş hayatında yaratıcılık F şıkkıdır. Farkındalığınızı ortaya koymak zorundasınız yani şık üretmeniz lazım.

Gelen iş başvurularında öğrenciye:
– Haydi şık üret dediğinde,
-Öğrenci der ki: Ben süper şık seçerim.
-Olmaz, bir şık üret
-Bana hiç şık üretmediler. Bende hep seçe seçe mezun oldum sen göster ben seçeyim diye cevap veriyor. Kalıplaşmış bilgiler beyni esir altına almamalı çünkü; beyin esir alınamaz ta ki onu kullanan kişi buna inandırılmadığı sürece.

Aslında başarılı olacak öğrenciler kimler biliyor musunuz?
Sınav kağadını verdiğinizde sorulan sorunun şıklarının yanına bir tane daha şık üretip , bu şıklar iyi ama bunun yanına bir tane daha yazılabilir diyen varsa işte bu çocuklar etrafındakilere çok şey katacak olanlardır bunladır . Bulunduğu yere yenilik getirecek çocuklardır. Şimdi size bir yaşanan resim aktarmak istiyorum bu resmi Altınay Çelik adında bir resim öğretmeni , Fransa da Louvre Müzesinde çekildi . Resimde bir resim öğretmeni müzeye ders için sınıfını götürüyor öğretömen ortada ve arkasında da Leonardo Da Vincinin Monalisa resmi var. Belki de dünyada en çok tanınan resmi oradaki çocuklar müzeye gezmeye gitmemişler; resim dersi yapıyorlar. Alıyorlar çocukları dünyanın en tanınan resminin yanına oturtuyorlar eline kağıt kalem veriyorlar ve ‘ sizde çizebilirsin ‘ diyorlar . Kalıptan kurtulmak için çocukların hayal güçlerini kullanmalarına izin verin tıpkı : Her Çocuk Özeldir adlı filimde olduğu gibi …

Albert Einsteinin iki sözü üzerinden devam etmek istiyorum . .
Birincisi diyor ki ; ‘’Harvard Üniversitesinden 10.000 dolara alacağınız bir yıllık eğitimi 5 dolarlık kütüphane kartı ile alırsınız. Kitap okumanın önemini özetler mahiyettedir. Bir eğitimci olan Ahmet Şerif anlatıyor ; bu yaptığım iş ile ilgili İngiltere de eğitim aldım . Seminerlere girdik ; yöneticilik monotenlik vb. çok şey anlattılar ve bir şey öğrenemediğimi fark ettim bende öğrenmek için sordum : Bu anlattıklarınızın hepsini ben kitaplardan biliyorum . Siz yeni bir şey söylemeyecek misiniz ?
Şimdi bakıyorum okuduğu , anlattığı ve verdiği yöntemlerin hepsi kitaplarda var. Okuduğunuz kitaplar sizlere vermek istediği bilgiyi veririler ama siz aldığınız bilgiyle farklı bilgiler keşfetme peşinde olmalısınız.

İkinci sözü şöyle :
“Benim alanımdaki bütün adamların bilgisi, özümseme becerisi benden daha yüksektir. Benim farkım hayal gücüm. ”

Şimdi baktığımızda; ezberle dur bilgiyi sonra unut sonra yine ezberle empoze et dur. Bir hadisi şerifte derki: Eğer kullanılamaz bilgi ile doluysanız, kitap taşıyan eşekten farkınız yoktur.’ Bence büyüleyici bir söz . Eğer özümsediğiniz ezberledi bilgi işe yarar bilgi değil ise kitap taşıyan eşekten fark yoktur. Şimdi bakın aldığımız eğitim sistemine insanlara bir şeyleri ezberletip sonra onu hatırlayıp hatırlamadığını ölçen bir eğitim sistemi var. Yanlışsam söylesin ve e sonra hiçbir şeyden korkmayan çocukları her şeyden korkar hale getiren sistem.
Hata orda bir yerde bu ülkeyi ne bitirdi biliyor musunuz ?

‘Aşağıdakilerden hangisi’ çünkü bu halkın gençleri aşağıya bakmaktan yukarıya bakmayı unuttular.
Şunu da söylemek isterim kesinlikle eleştirdiğim sistem değil . Şimdi size aslında kilit noktayı veriyorum böyle bir sistem karşısında size düşeni söylüyorum . Aynı sistem içinde alıp çocukların hayal dünyalarını büyüleyen öğretmenler var .Ne olur bunlardan biri olun diyorum size. En azından bunun için çaba gösterin. Bu sene okulumuzdan mezun olan öğretmen adayı arkadaşlarımdan da nice öğrencilerin hayallerini büyüleyip onlara hayatın ve ilmin kalıplaştırılamayacağını öğretip bir F şıkkı nasıl üretebilir bu çocuklar diye gecesini gündüzüne katmaları bu devletin ve gelecek nesiller için yapılabilecek çok önemli bir sorumluluktur. Sizi ölünce bile sevgi ve saygıyla yad edicek nesille yetiştirin.

Tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyor ve sevgi ile selamlıyorum .
Saygılarımla.

“Ahmet Şefik İzgören Hocamızdan.”

1993 yılında Erzurum da doğmuş. İlk okul çağlarında İstanbul'a taşınmış.
Anadolu Lisesinde yazı hayatına yelken açmış .İstanbul Medeniyet
Üniversitesinde TDE okumaya devam etmektedir.
Deneme \Öykü \Şiir\Eleştiri ve Biyografi  üzerine; yazar ,çizer, okur  ve
eleştirir. Çok okur az yazar çok dinler az konuşur.Kemal Tahir, A.Hamdi
Tanpınar , Franz Kafka ve N.F.Kısakürek yol haritalarıdır .
Acizliğini bilen: Rabbini bilir felsefesini kalbinde taşımakta.

4 Comments

  1. Yazdıklarınızla eğitim sistemine güzel bir bakış atmışsınız. Bir gün biri kalkıp da yazınızı kullanarak bir seminer/konferans verirse hiç şaşırmayın 🙂
    Sizi de sitemize beklerim, biz de çok yazarlı blog’uz.
    http://www.parlakjurnal.com

  2. Ahmet Şerif İzgören Hocamdan alıntıları sizlerle paylaştım. 😊📖✍️

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.