Yazıya başlamadan önce kan görüntüsünden ya da hakkında konuşulmasından olumsuz etkilenecek kişilerin bu yazıyı okumamasını tavsiye ediyorum. Bundan yaklaşık bir ay önce, 14 Şubat 2016 Pazar sabahı, hafta tatili olması sebebiyle sabah uykusuna olan hasretimi giderirken bir anda burnumda bir sıcaklık hissederek gözlerimi açtım. Elimi burnuma götürdüğümde hızlı bir şekilde kan damladığını gördüm. Daha önce burun kanaması yaşamamış biri olarak aniden böyle bir burun kanaması yaşamak panik yapmama sebep oldu. Hemen lavaboya koştum fakat kanı durduramıyordum. Hiç zaman kaybetmeden bir devlet hastanesinin acil servisine gittik. Gidene kadar kanama yavaşlamadı bile. Elimdeki havluda kana bulanmamış bir nokta kalmamıştı.
Acildeki sağlık görevlileri birkaç soru sordu. Aspirin kullandın mı? Hayır. Yakın zamanda darbe aldın mı? Hayır. Bir hastalık geçirdin mi? Hayır. Burun içindeki kılcal damarların hava kuruluğundan çatlamış olabileceğini söylediler ve iki burun deliğime de birer tampon soktular. Tansiyonum ölçüldü. Serum takıldı. Bu sırada kanama tamponların etkisiyle biraz yavaşlamıştı ama durmamıştı tabii. Kanama bayağı yavaşladığında eve gitmek istedim ve yaklaşık 15 kilometre uzaktaki evimize geri döndük.
Eve vardığımda, yaklaşık 10 dakika sonra yine şiddetli bir kanama başladı. Kanama tampon falan dinlemiyordu ve tampon yüzünden burnumdan akamayan kan boğazımdan aşağıya, mideme akıyordu. İğrenç olduğunun farkındayım ama tüm detayları yazmak istiyorum. Yazının sonunda neden yazdığımı söyleyeceğim. Tamponları çıkarttım ve hemen acile geri döndük. Gidene kadar tekrardan 2 havlu bitirmiştim. Oradaki sağlık memurlarından azar yiyecek gibi oldum fakat boğazımdan akan kanın şiddetiyle boğulmamak için tamponları çıkartmak zorunda kaldığımı söyledim. Adam biraz homurdandı. Öyle deneme yanılmayla olur mu falan dedi. Deneyip yanılıyordum çünkü ben burnumun kanamasından zevk alan bir manyaktım. Hey Allah’ım. Bunlar en başta yapmaları gereken şeyi yapıp evinde izinli olan Kulak-Burun-Boğaz doktorunu aradılar ve acile çağırdılar.
KBB Doktoru, oradaki sağlık görevlilerine tamponu çıkarması iyi olmuş, boğazına akıyorsa çıkartacak tabi dedi. Sonra bir adet ameliyat eldiveninin parmaklarını kesip içlerine tampon koyarak 2 adet upuzun tampon yaptı. Onların ucuna ip bağladı ve benden burnumu temizlememi istedi. Çok ilginçtir ki burnumu temizlediğimde herhangi bir şekilde kan akmıyordu. Kendisine acaba tampon takmasak olur mu diye sordum ama bu burun daha çok kanar tamponsuz olmaz dedi. Tamponları zaten dar olan burun deliklerime öyle bir soktu ki o sedyeden yarım saat kalkamadım. Suratım tecavüze uğramış gibiydi. Resmen yüzüm ağrıyordu ve bu ağrı beni mahvetti. Tamponlar genizime kadar iniyordu. Hastaneden çıkıp arabaya bindiğimde çığlık şeklinde bağırmaya başladım. Acıdan falan değil. Bir pazar sabahı uyanıp tüm bunları yaşamak sinirlerimi bozmuştu ve yaklaşık 5 dakika süren bir ağlama seansından sonra bir nebze rahatladım. (Öyle deme, erkekler de ağlar gerektiğinde.)
Eve geldik. Suratımdaki ağrı beynime değişik sinyaller gönderiyor olacak ki beynim de sorunun ne olduğunu anlayamıyor ve bana bir dişim ağrıyormuş gibi, bir başım ağrıyormuş gibi hissettiriyordu. Sürekli uyuyordum çünkü başka türlü acım dinmiyordu. Bu arada kan sürekli sızıyordu fakat ilk kanamaya göre benim için hiçbir önemi yoktu. Pazar günü takılan tamponlar Salı günü çıkacaktı doktorun dediğine göre. Hiçbir şeyin kokusunu ya da tadını alamıyordum. Yemek yerken zorlanıyordum. Pazar gecesi yarım yamalak uyuyabildim. O gece tampon yokmuş gibi 2 defa kanama yaşadım. Neyseki bu kanamalar kendi kendine birkaç dakika içinde kesildi. Ertesi gece bir defa daha kanama oldu. Salı gününü iple çekiyordum fakat kanama sızıntı şeklinde sürekli devam ettiği için tamponun çıkması çözüm olmayacak gibi geliyordu. Sonunda Salı günü geldi ve bir özel hastanenin KBB servisine gittik. Oradaki doktora durumu anlattım ve doktor, tamponların bir gün daha kalmasını, böyle durumlarda bekleme süresinin en az 3 olduğunu söyledi. (Bunun bir standartı yok mu? Diğeri neden iki dedi?) Eve geri döndük. Üçüncü günde nihayet vücudum tamponların varlığını kabul etmeye başlamıştı. O gün hiç uyuma ihtiyacı hissetmedim. Doktor ağrı kesici hap da verdi fakat kullanmadım.
Üçüncü gün de dolmuştu ve aynı doktora gittik. Doktor tamponları çıkarttı. O anda o kadar rahatladım ki size anlatamam. Burundan nefes alabilmek ne büyük nimetmiş. Ne güzel bir şeymiş öyle. İnternetten öğrendiğim kadarıyla doktordan çatlak kılcal damarı kimyasal olarak yakmasını istedim. Böyle uzun kibrit çöpü gibi bir şey var ve gümüş-nitratla damar yakılıp kapatılıyor. Bakalım dedi doktor. Kamerayla baktı ama yakılacak belli bir damar göremiyorum dedi. Dedim hocam yapma etme ben artık perişan oldum bu burun kanamasından. Bir çözüm bulalım. Sen böyle git burnun kanadığında şuraya buz koy falan dedi. Eh be güzel adam, benim burnum kanadığında havluyu zor tutuyorum ben ne buz koyması, ne masaj yapması. Bir de diyor ki burnunu sık böyle korkma. E boğazıma akıyor kan? Burnumun ucu kanamıyor ki. Neyse, kibar ve iyi bir insandı. Kızamıyorum da. Tamam dedik ve çıktık oradan.
Sonunda tamponsuz dolaşabiliyordum ve kanama yok denecek kadar azdı. Sızıntı vardı sadece. O günden sonra sızıntı yavaş yavaş yok oldu ve bir süre sonra tamamen durdu. Tamponların takıldığı günden itibaren 5 gün boyunca antibiyotik kullanmama rağmen burnumun içinde şişlikler vardı, sanırım enfeksiyon kapmıştı burnum. Bir aydır sürekli gripmişim gibi burnum akıyor ve detaylı temizlik yaptığımda hala kırmızılıklar görebiliyorum. Sonuç olarak sebebi belli olmayan bir burun kanamasıydı. Beni sadece geçmiş olması ilgilendiriyor şu anda. Normal bir insanın vücudunda 4-5 litre kan bulunurmuş. Ben en az 1,5 litresini kaybettim. Kanama durduktan ve tamponlar çıktıktan sonra o kadar çok sıvı tüketmeye başladım ki sanırım vücudum yeni kan üretmek için benden hammadde istiyordu.
Bu rahatsızlığımdan ailem ve söylemek zorunda olduğum iş arkadaşlarım hariç kimseye bahsetme gereği duymadım. Bu yazıyı yazmamın sebebi ise, sabah burun kanamasıyla uyanmak konusunda Google’da hiçbir içerik bulamadığımdan, bundan sonra böyle bir arama yapacak olan insanların bu yazıyı okuması ve onlara bir faydamın dokunması ihtimalidir. Sağlık en büyük zenginlik. Kıymetini bilelim. Sevgiler.
Geçmiş olsun Sezer Abi, deneyim dolu bir yazı olmuş. Benim burnum ekseriya hep kanar, hatta öyle ki geceleri yanıma selpak alırım, önlem olarak… 🙂
Sağ ol kardeşim, teşekkür ederim. Evet, bu süreçte bazı şeyler öğrendim. Bazi insanların burnundaki kılcal damarlar yüzeye çok yakın olurmuş ve bu kanama olayını çok sık yaşarlarmış.
Çok geçmiş olsun 🙁
Teşekkürler Zeynep…
Yazıyı yazmanız çok iyi olmuş sadece sizin yazınız var. Elinize sağlık geçmiş olsun.
An itibarı ile ılık ılık gelen olay, ölümden uzak dünyevilik olmaya başladığım her iki üç yılda bir, bu olay nüksederken hayatın anlamı ömrün kısalığı kırılan kalpleri, lavabonun beyazında dağılan kırmızıyı izlerken sorgularsın. Başımıza gelen bazı olayları hayra yorarak (gavur ağzıyla 🙂 meditasyonla) atlatılabileceğini düşünerekten, bu gibi durumlarla karşılaşan arkadaşlara öncelikle olayı pisikolojik olarak beyninde çözmesini öneriyorum en azından ben böyle çözüyorum ama bu işin birde tıbbi boyutuda var o süreci de Sezer kardeşim çok güzel anlatmış, teşekkür ediyorum.
“Akacak kan damarda durmaz!”
Çok geçmiş olsun. Allah’a şükür o günden sonra bir daha yaşamadım bu durumu. Havanın kuruluğuna ve rakımın yüksekliğine yordum.
Yalnız değilsin kardeşim bu yaşadığın birebir başıma geldi ve be 2.5 litre kan kaybettim bilincim kaybettim bayıldım uyandığımda mavi kod ile bir müdehale yapılmış burnum sol tarafa yamulmuş içine eriyen bir tür tampon doldurmuşlar başağrısı tamponlardan kaynaklı maksimum seviyedeydi daha sonra beni çapa tıp fakültesine sevk ettiler sağolsunlar ameliyata alıp taponları temizleyip burun içindeki damarı bulup yakarak kapatılar.
Sonra bunun ilgili çok yazı okudum ve yabancı kaynakları türkçeye çevirdim burun kanamaları tamamen doğal ve eski kanın akması yeni kanın oluşması diye niteleniyor düzenli kan vermek burun kanamalarını ordan kaldırır ve sağlımız için çok önemliyimiş.
Burun kanamalarınız varsa esdoskopi ile ile burun içine kamera ile baktırıp çatlamış damarlar yakılarak kapatılmasını isteyin ve yılda bir kez kan verin
Durumun nasıl şimdilerde?
Bu sabah ben de burun kanaması ile uyandım. Aklıma kötü şeyler geldi korktum. Çok fazla kan akmadı müdahale mi kendim yaptım…
O günden sonra bir defa bile burnum kanamadı çok şükür. Yani korkulacak bir durum yok.
Merhabalar , öncelikle çok geçmiş olsun şuan dinlerken ağladım resmen iki çocuğum var kız çocuğum iki hafta önce ilk defa uykudayken kaldırdım sabah burnundan yanaklarına akan kırmızı bir kan ile kalkınca burnundan kan boşaldı resmen ama 5 saniye sürdü ilk defa dediğiniz gibi internette araştırdım ama bir şey bulamadım randevu almak mümkün değil aynısı bugün küçük oğluma oldu ve ne oluyor ya diye düşünüyorum şuan korkuyorum randevu almaya çalışıyorum aynısı bir daha olursa nabarim hiç bilmiyorum bir şey soracağım bizim oturdugumuz ev çok nemli acaba sorun olabilir mi
Merhaba, Ben doktora gittiğimde burun kanamam hiç durmadığı halde doktorlar son derece rahattı. Burun kanamasının ciddi bir hastalığın göstergesi olmadığını söylediler bana o zaman. Benimki kurulukdan olmuştu sanırım, nemden olması mümkün mü bilmiyorum. Burun içindeki kılcal damarlar çatlıyor ve oradan kan geliyor demişlerdi. Sizin çocuklarınızın da burun içindeki kılcal damarları bir sebepten çatlamış olabilir. Kısa sürüp geçtiyse çok kafanıza takmayın ama tabii ki bir doktora görünmenizde fayda var. O bu aralar randevu almak çok zor biliyorum, isterseniz acile gidip olayı anlatın ve en azından bir acil doktorundan tavsiye alın. Acil doktorları bazen randevu almanız için sistem üzerinden bir boşluk açabiliyorlar diye biliyorum. Son olarak şunu da söyleyebilirim ki benim kız kardeşimin de burnu ara ara sizin çocuklarınızın ki gibi kısa süreli kanıyor. Dediğim gibi bu önemli bir şey değil, burun yapısıyla alakalı diye düşünüyorum. Tabii ki tekrar söylüyorum ben bu işin uzmanı değilim, sadece bu durumu daha önce yaşamış bir hasta olarak tahminlerimi yazıyorum. Geçmiş olsun.