/

Hayata Dair

305 views

Kendinize değer vermeye başladığınız gün kendinizle tanışıyorsunuz… Dünyadaki en büyük servet kim?  Cevabı çok basit aynayı kendinize çevirin  o aynada gördüğünüz şey dünyanın en değerli varlıklarından  birisi.  Kendinizi yalnız hissettiğinizde  de parmağınızın ucuna bakın, parmağının ucundaki iz sadece sizde var.  Sizi servetli kılan varlığınıza anlamlar yükleyin.  Sevdiğiniz insanlardan asla kopmayın onlar size sunulmuş en güzel hediyedir.

Kötülüğün hakim olduğu bu dünyada kendimizi sevdiğimiz sürece  bütün olumsuzluklar  yavaş yavaş tükenecektir. Kendinize vakit ayırın içinizdeki o küçük çocuk bırakın büyüsün.  Bırakın özgür kalsın.  Ruhunuzun kanatlarındaki renkler bırakın çoğalsın.  Sizi siz yapan değerlere müsaade edin.

Kendi hatalarınızı  görmekten asla korkmayın onlar sizi doğruya götüren tek adrestir.  Hepimiz tercihlerimize göre hayatımızı yaşıyoruz.  Bir mekana girdiğinizde ya da herhangi bir restorana, kuaföre … vb.  memnun kalmadığımız da  “bir daha asla gitmeyeceğim”  deriz.  Kararımız kesindir ve çoğumuzda gerçekten gitmeyi bırak kapısından geçmeyiz.  Nerede mutluysak tek adresimiz orasıdır.

Kendinizle tanışın.  Harap etmeyin savurmayın hayallerinizi.  Her gün yeniden barışın her gün yeniden koşun hayallerinizin peşinden.  Aşık olun korkmayın aşık olmaktan.  Niyetleriniz hep güzel olsun.  Hayat size çoğu şeyi kaybettirebilir üzücü ağır gelebilir siz sabırlı olup zamana bırakmanızı tavsiye ederim.  Zaman ve sabır hayatımızda ki en iyi  dostlardır.  Tanışın onlarla şiddetle tavsiye ediyorum.

Hayata dönün endişelenmeyin kalbinizi yoran her şey geride kalacak siz yeter ki kendinize saygı duymaktan vazgeçmeyin.  Güçlü olun.  Hepimizin  seveni sevmeyeni muhakkak vardır. Sizi sevmeyen insanlara saygı duyun ama vaktinizi ömrünüzü harcamayın.  Bırakın gitsinler.  Yolunuza devam edeceğiniz insanlar sizi mutlu edebilecek insanlar olsun sizi yıpratacak insanlar değil.

Son günlerde birçok şeye şahit oluyorum. ”sanal hayat”  Her şey  elinizin altındaki klavyede.  Yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz kıyafet, yattığınız yatakta fotoğraflar,(mahremiyet sıfır)  o onu dedi bu bunu dedi o kız evlenmiş bunun çocuğu olmuş…  Arkadaşlar hayat mücadelemiz bumu?  Toplu taşıma araçlarının çoğunda yüksek sesle müzik dinleyen gençler sağımda bir ses solumda bir ses bir kişinin elinde bile bir tane kitap yok.  Birbirlerine bağırıp çağıran insanlar.  Okudukça bile insan daralıyor bu kadar boş şeyleri hayatın merkezi haline getirdik.  Sonra ” Nasıl mutlu olabiliriz ?” Zorlamayın olamayız.  Bu  kaosun içinde yaşamaya devam ettiğimiz sürece imkansız.  Hiçbir şeyin esiri olmayın size sunulan imkanları faydalı şekilde kullanın.  Kitap okuyun,  araştırın,  doğayı gezin,  spor yapın,  sağlıklı beslenin,  sevdiklerinize vakit ayırın onlara değer verin.  Onları kaybettiğimizi hayal bile edemezken onları kırmayın. Sarılın sımsıkı.

Hayalleriniz hedefleriniz sizi siz yapan her şey kendinize izin verdiğiniz sürece sizi yakalayacaktır. Bırakın hayat sizi sobe’lesin.

Ece Çelik 1988 Trabzon doğumlu . Özel bir hastanede güzellik uzmanı ve estetisyen .

2 Comments

  1. Toplumdan dert yanan sadece ben değilmişim… Ama bıraktım artık başkalarını şikayet etmeyi… Kendimi düzeltmeye çabalıyorum. Belki gören – etkilenen olur ”aa benim de böyle yapmam gerek, ne kadar güzel bir davranışmış” diye… Ama sinirimi bozanları, yanlışı gördüğümde uyaramamayı da acizliğim olarak görüyorum. Dünyayı değil kendimi düzeltmeye çalışıyorum. Neyse, güzel bir yazı olmuş. Sizin gibi insanları görmek sevindirdi beni.
    Yalnız değilmişim…

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.